Astroloji, gök cisimlerinin insan hayatı ve dünya olayları üzerindeki etkilerini inceleyen kadim bir bilgi ve inanç sistemidir. Tarihi, insanlık kadar eskidir ve kökleri antik medeniyetlere kadar uzanır. Astrolojinin gelişimi, farklı kültürler ve coğrafyalar boyunca izlenebilir.
Astrolojinin bilinen en eski kökenleri Mezopotamya'ya, özellikle Babil İmparatorluğu'na dayanmaktadır. M.Ö. 2. binyılda, Babiller, gökyüzündeki gezegenlerin hareketlerini izleyerek bunların dünya üzerindeki etkilerini kaydetmeye başladılar. Astrolojinin temel taşlarını oluşturan burçlar kuşağı ve gezegenlerin etkileri bu dönemde geliştirildi.
Antik Mısır'da da astroloji önemli bir yere sahipti. Mısırlılar, yıldızların ve gezegenlerin hareketlerinin tarım, su taşkınları ve toplumsal olaylar üzerinde etkili olduğuna inanıyordu. Özellikle Sirius yıldızının hareketleri, Nil Nehri'nin taşkınlarıyla ilişkilendirilirdi.
Astroloji, M.Ö. 4. yüzyılda Yunan kültürüne entegre edildi ve burada önemli bir gelişim kaydetti. Yunan filozofları, astrolojiyi bilimsel ve felsefi bir temele oturtmaya çalıştı. Ünlü Yunan astrolog Ptolemy, "Tetrabiblos" adlı eserinde astrolojinin temel ilkelerini sistematik bir şekilde açıkladı. Roma İmparatorluğu döneminde astroloji, halk arasında popüler hale geldi ve Roma imparatorları tarafından da danışmanlık için kullanıldı.
Orta Çağ'da astroloji, İslam dünyasında önemli bir gelişim gösterdi. Müslüman astronomlar ve astrologlar, Antik Yunan ve Roma astrolojik bilgilerini koruyup genişlettiler. Bu dönemde, astrolojik bilgiler Avrupa'ya yeniden tanıtıldı ve Rönesans dönemi boyunca batı dünyasında da büyük ilgi gördü.
Astrolojinin kökenleri, insanın gökyüzüne olan doğal merakına ve gök cisimlerinin düzenli hareketlerine dayanmaktadır. Eski insanlar, gökyüzündeki değişikliklerin yeryüzündeki olaylarla ilişkili olduğunu gözlemlemiş ve bu gözlemlerini sistematik hale getirerek astrolojiyi geliştirmiştir.
İlk astrolojik gözlemler, M.Ö. 3. binyılda Mezopotamya'da yapılmıştır. Babiller, gezegenlerin ve yıldızların hareketlerini kaydederek, bu hareketlerin dünya üzerindeki etkilerini tahmin etmeye çalışmışlardır. Bu bilgi birikimi, astrolojinin temellerini atmıştır.
Zodyak kuşağı ve burçlar sistemi, Babiller tarafından geliştirilmiştir. Gökyüzünü 12 eşit parçaya bölen bu sistem, gezegenlerin bu bölgelere göre hareketlerini analiz etmeyi mümkün kılar. Her burcun belirli özellikleri ve etkileri olduğu düşünülmüştür.
Astroloji, farklı kültürlerde farklı şekillerde gelişmiştir. Yunanlar, Babillerden aldıkları bilgileri felsefi ve matematiksel bir temele oturtmuş, Romalılar astrolojiyi devlet işlerinde kullanmış, İslam dünyası ise astrolojiyi astronomik gözlemlerle birleştirerek geliştirmiştir. Her kültür, astrolojiyi kendi inanç ve değerleri doğrultusunda şekillendirmiştir.